BIOLOJİ-BİLİM - DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI
   
UZMAN BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SELAHATTİN ARAS TARAFINDAN HAZIRLANAN BİYOLOJİ ALEMİNE HOŞGELDİNİZ
  HAKKIMDA
  ANA SAYFA
  BİYOLOJİ.9.(YENİ SİSTEM)
  BİYOLOJİ-10
  BİYOLOJİ.11.(YENİ SİSTEM)
  BİYOLOJİ-12
  => BESLENME VE SİNDİRİM SİSTEMİ
  => GAZ ALIŞ VERİŞİ=SOLUNUM SİSTEMLERİ
  => DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI
  => HAYVANLARDA BOŞALTIM
  => HAYVANLARDA HAREKET VE DESTEK SİSTEMLERİ
  => DENETİM VE DÜZENLEME
  => DUYU ORGANLARI
  => ENDOKRİN SİSTEM
  => DAVRANIŞ
  => HAYATIN BAŞLANGICI EVRİM
  DERS ANLATIM VİDEOLARI
  yazılı soru-cevapları
  ONLİNE BİYOLOJİ TEST
  BİYOLOJİ SÖZLÜĞÜ
  ÖSS BİYOLOJİ İLE İLGİLİ ÇIKMIŞ SORULAR
  SİGARA VE ZARARLARI
  DÜNYA AIDS GÜNÜ
  İLETİŞİM
  YILLIK PLAN VE ZÜMRE TOPLANTILARI


TAŞIMA VE DOLAŞIM SİSTEMLERİ
 
Zürafanın dinlenme halinde kan basıncı 280-180mmHg iken hareket halinde iken 350mmHg civarındadır. Zürafa su içeceği zaman baş aşağıda olduğu için sefalorajidien denen hormon salgılanır ve bu hormon etkisi ile kalp küçülür vücuda pompalanan kan azalır. Beyin kanaması geçirmesi önlenir. Ayrıca Zürafanın kan damarlarının çeperleri dayanıklı ve kan akışını kontrol eden kapakçıklar vardır. Zürafanın başında kalbe giden yukarı çıkan ve aşağı inen damarların oluşturduğu U sistemi damarlar vardır. U şeklindeki damarlarda ters yönde akan kan damarı içindeki basıncı azaltır. Zürafa su içtikten sonra başını kaldırdığında kalp büyür ve fazla kanı damarlara pompalar.
     Çok hücreli canlılarda, alınan besinlerin ve oksijenin hücrelere ulaştırmak ve artık maddeleri dokulardan uzaklaştırmak için bir taşıma sistemine ihtiyaç vardır. Hayvanlarda bu işlemleri gerçekleştiren sisteme dolaşım sistemi denir.
 Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için, ortamdan besin ve oksijen alırlar. Alınan bu maddeler hücrelere taşınmak zorundadır. Bir hücrelilerde taşıma sistemi yoktur. Zar yüzeyi ile alınan maddeler Sitoplazmik hareketlerle veya endoplazmik retikulumla hücre içine yayılırlar. Çok hücrelilerde ise taşıma veya dolaşım sistemi bulunur.
Bir hücrelilerde süngerlerde ve Sölenterelerde oksijen ve besinin alınması, karbondioksit ve artıkların atılması vücut yüzeyi ile olur.(Difüzyonla) Bu canlılarda maddeler hücreden hücreye geçtiğinden dolaşım sistemleri yoktur.
Yassı solucanlarda solunum difüzyonla olurken besin taşıma işini tüm vücuda yayılan bağırsaklarla olur.
Dolaşım ile:1-Madde iletimi yapılır
                     2-Vücut sıcaklığı dengelenir(korunur)
                     3-Bağışıklık ve hormonal düzenleme sağlanır. Diğer çok hücreli hayvanlarda ise iki çeşit dolaşım sistemi bulunur.



 
 
1.   Açık Dolaşım Yumuşakçaların çoğunda, bütün eklem bacaklılarda (böcekler, araknitler, kabuklular, çok ayaklılar) ve derisi dikenlilerde bulunur. Kalbe kan getiren ve götüren damarlar kısadır
- Kan kalpten sonra vücut boşluklarında (sinüs) dolaşır.
— Atar ve toplardamarlar birbirinin devamı değildir.
— Kılcal damar bulunmaz.
— Kan akış hızı yavaştır.
—Doku sıvısı ve kan sıvısı aynıdır. Bu sıvıya hemolenf denir.
— Karasal eklembacaklılarda trake solunumu olduğu için, kan solunum gazları (O2 ve CO2) taşımaz. Dolayısı ile solunum pigmenti yoktur.
— Açık dolaşım görülen ve solungaç solunumu yapan canlılarda kılcal damar sadece solunum organlarında bulunur.
 
2-Kapalı Dolaşım: Mürekkep balıkları, Halkalı solucanlarda, ilkel kordalılarda ve bütün omurgalı sınıflarında görülür. Kan kapalı sistem içinde dolaşır.
- Kan, vücut boşluğuna dökülmez, damarlarda dolaşır.
— Atar, toplar ve kılcal damarlar birbirinin devamıdır.
— Kan akışı hızlıdır.

— Solunum sistemi ile dolaşım sistemi bağlantılıdır.
— Kan, solunum gazlarını taşır, solunum pigmenti bulunur.
   Halkalı solucanlarda biri sırtta ikisi karında olmak üzere üç damar var. Bu damarlar daha ince kılcal damarlarla dokular arasına yayılır. Kılcallar bu iki damarı birbirine bağlar. Başa yakın bölgede ise 5 çift damar sırt va karın damarlarını bağlar. Bu damarlar kalp görevi yapar.Karın kasılması ile kan karın Damarlarına gönderilir Karın damarları kılcalları ile vücut dokuları arasına yayılır.Doku sıvısı ile kan arasında madde alışverişi olur.Hücrelerde doku sıvısı ile madde alışverişi yapar.Sırttaki toplardamar kılcalları ile kan toplardamarlara ve tekrar ön kısımdaki 5 damara(kalp) gelir.Bu döngü devam eder.Solunum deriyle yapıldığı için kan O2 ve CO2 taşımakla da görevlidir
      
Balıklarda Dolaşım
- Kalp iki odalıdır.
— Temiz ve kirli kan karışmaz. Kalpte her zaman kirli kan bulunur.
— Solungaçlarda temizlenen kan kalbe dönmez, vücuda dağıtılır. Vücut ısıları değişken olmasına rağmen kış uykusu görülmez. Çünkü suyun sıcaklığı +4°C nin altına inmez
        
Kurbağalarda Dolaşım
- Kalp üç odalıdır. Bunların ikisi kulakçık biri karıncıktır. Karıncıkta ve atar damarlarında kirli kanla temiz kan karışık olarak bulunur. Kalbin sağ kulakçığında kirli kan sol kulakçığında temiz kan bulunur. Vücutta karışık kan dolaşır. Değişken ısılı (soğukkanlı) hayvanlardır.Yeterli oksijen olmadığı için metabolizmaları ile vücut ısınsı dengede tutacak ısıyı üretemezler. Kış uykusuna yatarlar.
— Temiz ve kirli kan kalpte karışır. Vücuda karışık kan gider.
— Kan larvada solungaçta, erginde ise akciğerde temizlenir.

      
Sürüngenlerde Dolaşım
- Kalp üç odalıdır ve yarım perdelidir. (Timsahta dört odalı ve tam perdelidir)
- Temiz ve kirli kan kalpte karışır.(Timsahta damarda karışır) Vücuda karışık kan gider.
— Kan akciğerlerde temizlenir.

4. Kuş ve Memelilerde Dolaşım
- Kalp dört odalıdır. Temiz ve kirli kan ayrı ayrı dolaşır.
Hücrelere yeterli oksijen taşındığı için metabolizmaları ile vücut ısılarını sabit tutacak ısıyı üretirler.
—Kuşlarda karıncıklardan çıkan aort sağa dönerken memelilerde sola döner.
— Kan akciğerlerde temizlenir.
 
İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ


Kalp-Atardamar-Toplardamar ve Kılcal damarlardan oluşan sistem kan dolaşımını sağlar. Kan dolaşımına yardımcı Lenf sistemi vardır.
KALP
Kalp insanın göğüs boşluğunda iki akciğer arasında yer alır. Tabanı üstte, tepesi altta ve ucu sola dönük olan bir koni şeklindedir. Ergin bir kadında ortalama 230 – 280 gr, erkekte 280 – 340 gr ağırlığındadır. Yaş ilerledikçe kalbin ağırlığı ve büyüklüğü artar. İnsan kalbi herkesin kendi yumruğu büyüklüğündedir.
Kalp iki kulakçık iki karıncık ve bunların arasında sağda üçlü triküspit kapakçığı ile solda ikili biküspit veya mitral kapakçığı bulunur. Kulakçıklarla karıncıklar arasındaki bu kapakçıklar karıncıklarda bulunur. Ayrıca karıncıklardan çıkan aort ve akciğer atardamarında yarımay kapakçıkları var. Bu kapacıkların görevi kanın geri dönüşünü engellemektir. Kapaklar tek yönlü açılır.
 
1-Perikart: En dış tabakada bağ dokudan yapılı iki katlı kalp zarı vardır. İçi sıvı ile dolu olup kalbin çalışmasını kolaylaştırır ve darbelere karşı korur.
2-Miyokart: Orta tabakada kalp kasları, sinirler ve kalbi besleyen koroner damarlar bulunur. Kalp kası çizgili kas yapısında olup düz kaslar gibi ritmik çalışır. Kalp kasları kulakçıklarda ince, karıncıklarda özellikle sol karıncıkta daha kalındır.
3-Endokart: Kalbin iç yüzeyi tek sıralı Epitel hücrelerinden oluşur. Bu tabakada kan damarı bulunmaz. Kalp çalışırken yıpranmasını önler.
Kalbi besleyen kan damarlarına kroner damar denir. Aorttan çıkan kroner damarlar kılcallarla kalbe yayılır ve kalbi besler. Bu damarlar tıkanınca kalp krizi oluşur.
Kirli Kan: Besin ve oksijen bakımından fakir olan kana kirli kan denir.
Temiz Kan: Besin ve oksijen bakımından zengin olan kana temiz kan denir
Kalbin Çalışması: Kalbimiz yaşadığımız sürece sürekli kasılıp gevşeyerek çalışır. Kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi kanın hareketi için itici bir güç oluşturur. Kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi birbirine zıttır. Kalbin kasılmasına sistol gevşemesine diastol denir. Kulakçıkların her ikisi aynı anda kasılırken karıncıklar gevşeme durumuna geçer.Yetişkin insanda dakikada 70-80 kez kasılıp gevşer.Kalbin ritmik kasılıp gevşemesinin atardamarlarda hissedilmesine nabız denir. Kalbin kasılması sırasında atar damarının zarına yaptığı basınca tansiyon denir. Karıncıkların kasılması sırasında atar damar zarına yapılan basınca büyük tansiyon(120mmHg) denir.Karıncıkların gevşemesi sırasında kanın yaptığı basınca küçük tansiyon(80mmHg)denir.
Kalbin çalışması özelleşmiş sinüs düğümleri kontrolünde olur.Kalbin sağ kulakçığı üzerinde bulunan sinoatrial(SA) düğümü uyartıları başlatır ve kalakçıklar kasılır.Kasılma ritmi buradan denetlenir.Her iki kulakçık aynı anda kasılır.SA dan yayılan uyartılar kalbin sağ tarafındaki Kulakçıkla karıncık arsında bulunan atriyoventriküller(AV) düğümüne ulaşır burayı uyarır bu uyarı ile AV den başlatılan uyartılar kas telcikleri ile his demetlerine ulaşır.His demetleri karıncıkların duvarında dallanarak purkinje liflerini oluşturur.Uyartı etkisi ile purkinje lifleri karıncıkların kasılmasını sağlar.Bu sırada kulakçıklar gevşerken karıncıkla kasılır.Böylece kalp kasılıp gevşemiş olur.
Kalbin çalışmasında sempatik(hızlandırıcı) sinir sistemi etkilidir. Adrenalin ve troksin hormonları ile kandaki karbon dioksit yoğunluğu ateşli hastalıklar ve nikotin kafein gibi maddeler hızlandırıcı etki yapar. Parasempatik(yavaşlatıcı) sinirler ve asetikolin hormonu yavaşlatıcı etki yapar.
KAN DAMARLARI
iNSAN VUCUDUNDAKİ KAN TAŞIMA İLE GÖREVLİ DAMARLARIN UZUNLUĞU 100 BİN KM DİR.
Vucudumuzda madde iletimi ile görevli 3 damar vardır.
1-Atardamar
2-Toplardamar
3--Kılcaldamar
1-ATARDAMAR:
Dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşur.En dıştan içe doğru;
1-Lifli bağ dokudan yapılmıştır.Damara esneklik ve dayanıklık kazandırır.
2-İnce elastiki lifler ve kas dokudan yapılmış.Atardamarda kan basıncı yüksek olduğu için dayanıklılık sağlar.Ayrıca kan akışını kolaylaştıran esneklik sağlar.
3-İçte ise epitel dokudan yapılı endotel tabakası bulunur.
Atardamarlarda temizkan  dokulara ve vucut hücrelerine taşınır.Akciğer atardamarında kirli kan bulunur.
Kan akışı hızlıdır.

2-TOPLARDAMAR:
Kirli kanı taşır(Akciğer toplardamarı temizkan taşır) capı fazla oladuğundan fazla kan taşır.Kan akışı yavaş.Dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşur.
1-En dışta bağdoku var.elastiki lifler incedir.
2-Orta tabakada kas doku bulunur.Lifli elastik doku bulunmaz.Bu nedenle esnek değil.Dayanıklılığı az.Kan basıncı düşük olan damardır.
3-Epitel doku ile örtülü endotel tabakası bulunur.

3-KILCAL DAMAR:
Tek katlı epitel doku ile kaplı olup(endotel tabaka)kan akışını kayganlığından dolayı kolaylaştırır.
Atardamardan kan kılcal damarlara gecerken kan akışı ve kan basıncı azalır.Bu doku sıvısına madde geçişini kolaylaştırır.
 Kan akışında etkili olan faktörler.

1-Karıncıkların kasılması ile oluşan basınc.
2-Toplardamarı sarancizgili kasların yaptığı kasılmayla oluşan itme basıncı.
3-Kulakcıkların gevşemesi ile kalbe doğru oluşan emme basıncı.
4-Vucut alt kısımlarındaki toplardamarlarda bulunan kapakcıklar kanı geri akışını engeller.
5-Nefes alırken göğsün genişlemesi ile göğüs basıncı düşer ve kalbe doğru(kulakcıklara) emme basıncı .
6-Yercekimi etkisi.
Bu etkenler kanın damarlarda dolaşımını sağlar.

KAN DOLAŞIMI
1-Küçük Dolaşım:Sağ karıncıktan akciğer atardamarı ile akciğerlere giden kirli kan(karbondioksitce zengin,oksijence fakir)Akciğer alveollerinde oksijence zenginleşir ve akciğer toplardamarları ile kalbin sol kulakcığına gelir.Bu küçük dolaşımdır.
2-Sol kulakcığa gelen oksijence zenginleştirilmiş kan sol kulakcığa gecer  ve sol kulakcıktan ana atardamarı ile vucuda pompalanır.Doku sıvıs ile hücrelere taşınan oksijen ve besin bırakılır doku sıvısından ve hücrlerden karbandioksit ve atıkları alarak toplar damarlarla kalbin sağ kulakcığına gelir.Bu dolaşım büyük dolaşımdır.

KANIN GÖREVLERİ VE YAPISI
Kan vücudumuzu bir ağ gibi saran damarların içinde dolaşır.
GÖREVİ
1-Taşıma
2-Düzenleme denetleme
3-Koruma ve savunma

 
Taşıma görevi:Oksijeni akciğerlerden doku ve hücrelere.Karbondioksiti doku ve hücrelerden akciğerlere taşır.Besinleri ince bağırsaktan ve sindirim organlarından doku ve hücrelere taşır Doku ve hücrelerde metabolizma atıklarını(üre,ürik asit..v.b)böbreklere ve ter bezlerinin olduğu deriye taşır.
Düzenleme görevi PH ve osmotik dengeyi vücut ısısnı düzenler
Koruma ve savunma görevi olarak mikroplara ve toksinlere karşı vucudu savunur ve korur


KAN DOKU İKİ KISIMDA İNCELENİR.
1-KAN HÜCRELERİ
2-KAN PLAZMASI

PLAZMA:Kan dokunun ara maddesidir.%90 su,%7protein(albumin,globulin,fibrinojen) %1-3 ise Vitamin,antikor,amino asit,karbonhidrat,yağ,üre,enzim gibi organik maddelerle inorganik sodyum,bikarbonat,klor,magnezyum gibi iyonlardır.
Su;Madde taşımada 
İyonlar(Na,K,HCO3,Mg,Cl)PH ve Osmotik(Su dengesini)basıncı düzenler.
Proteinler(Albümin,Globulin,immünoglobulinşle(antikor),Osmotik denge.PHdengesi.Kanın pıhtılaşması.savunma görevi yapar.

KAN HÜCRELERİ
1-ALYUVARLAR
2-AKYUVARLAR  A-GRANÜLLÜ AKYUVARLAR  
                                                             A-NOTROFİL
                                                                                     
                                                             B-EOZİNOFİL
                                                                                     
                                                             C-BAZOFİL

                                B-GRANÜLSÜZ AKYUVARLAR
                                                            A-MONOSİTLER
                                                                                       
                                                            B-LENFOSİTLER
                                                             a-T.Lenfositler
                                                                                           
                                                              b-B.Lenfositler

3-TROMBOSİTLER(KAN PULCUKLARI


1-ALYUVARLAR(ERİTROSİTLER)
 

 Kana kırmızı rengi veren hemoglobini taşırlar.
 Kanda en fazla bulunan çekirdeksiz kan hücreleridir.
Alyuvar sayısı yaşa, cinsiyete göre sayıları değişir.1mm3 kanda 4-6 milyon arası bulunur ve deniz seviyesinden
Yükseklere çıktıkça oksijen miktarı azaldığı için kandaki alyuvar miktarı artar.
İlk 5 aydan hayatın sonuna kadar Kırmızı kemik iliğinde üretilir, İlk 5 aya kadar ise karaciğer ve dalakta üretilir. Alyuvarlar kaburga kemikleri, omur kemikleri, göğüs kemiklerinde fazla üretilir. Kırmızı kemik iğlinde üretilen alyuvarlar çekirdek ve organ ellerini kaybeder(ribozom hariç).Hemoglobin çekirdek yerine geçer. Oksijen taşıma kapasitesi 80 kat artar. Alyuvarlar disk şeklinde yapı kazanmıştır. Hareket etmez(kanın hareketi ile taşınır) 4 ile 5 milyon(1 milimetreküp) kadardır. Ömrü 4 ay civarında sonra dalak karaciğer, lenf sistemde parçalanır. Alyuvarlar bölünmezler. Hemoglobinin demir mitokondride sentezlenirken globin ribozomlarda sentezlenir. Sonra çekirdeğin yerini alır. B.12 ve B.6 vitaminleri kan yapımı için gerekli eksikliğinde anemi görülür.
 Alyuvarlar oksijen taşır. Rakım yükseldikçe havadaki oksijen azaldığından kandaki alyuvar sayısı artar.
 Donma, çözünme, yüksek ısı, yoğun tuz, alkol eter ve zehirler alyuvarları eriterek parçalar(Hemoliz olurlar)
 İnsanın dışındaki memelilerde alyuvar çekirdeklidir. Hemoglobin serbest halde bulunur.

    2-AKYUVARLAR(LÖKOSİTLER)
 Belirli şekilleri olmayan, çekirdekli, beyaz kan hücreleridir.
 Kırmızı kemik iliğinde, lenf düğümlerinde ve timüs bezinde üretilirler.
1 mm3 kanda ortalama 7.000 kadar akyuvar bulunur. Ömürleri 4 saat ile 4 gün arasında değişir. Bazıları hafıza hücrelerine(vücuda giren yabancı maddeleri tanıyan) dönüşerek ve uzun yaşar.
Akyuvarların görevi vücudu mikroplara karşı korumaktır. Bu işi
Akyuvarlar, mikropları fagositozla yutarak veya onlara karşı antikor üreterek vücudun savunmansını sağlarlar.
 Vücuda mikrop girdiği zaman akyuvar sayısı artar. Yabancı maddeleri ve hasar görmüş dokuları yok eder.
Akyuvarları sitoplâzmalarında tanecik taşıyanlar ve tanecik taşımayanlar diye 2 gruba ayırırız.
a-Granüllü akyuvarlar
b-Granülsüz akyuvarlar
a-Granüllü Akyuvarlar: Cekirdekleri boğumlu, özel boyalarla boyandığında sitoplazmaları tanecikli görünüşte olan akyuvarlardır.
Kırmızı kemik iliği tarafından üretilir.
Nötrofil
Eozinofil
Bazofil olmak üzere 3 ayrılır.
NÖTROFİLLER bakterileri fagosite ederler.Bakteri enfeksiyonlarında sayıları artar.
EOZİNOFİLLER parazit enfeksiyonlarında(tenya,kancalı kurt, v.b)sayıları artar.
BAZOFİLLER ise Heparin ve histamin salgılar.
HEPARİN: Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller.
HİSTAMİN ise Kılcal damar geçirgenliğini artırır. Histamin aşırı artışı ödem oluşumunu artırır. Bazı alerjik reaksiyonların başlamasında önemli rol oynar.
b-Granülsüz Akyuvarlar:
Özel boyalarla boyandığında sitoplazmaları homojen görünümlü, cekirdekleri büyük ve ve yuvarlaktır.
Kemik iliğinde üretildikten sonra dalak, lenf düğümleri ve timüs bezi organlarda aktif hale gelirler.
MONOSİT ve LENFOSİT olarak iki gruba ayrılır.
MONOSİTLER akyuvarların en büyükleridir. Fagosite yetenekleri gelişmiştir. Kılcal damarlardan doku aralarına yayılarak bakterileri yutabilen makrofajlara dönüşür.
LENFOSİTLER bağışıklık sağlamakla görevlidir.
T lenfositleri antijene doğrudan saldırarak vücudu savunur.
B lenfositleri ise salgıladıkları maddelerle bakteri ve virüsleri etkisiz hale getirir.
Sinir doku hariç bütün dokularda bulunurlar.
3-KAN PULCUKLARI(TROMBOSİTLER):
Renksiz ve çekirdeksiz olup kemik iğlinin büyük hücrelerinin parçalarından oluşur.
Kanın pıhtılaşması için özel protein üretir.
7–10 gün yaşar ve karaciğer ve dalakta parçalanır. 1 mm3 kanda 300 bin kadar kan pulcuğu bulunur
KAN GRUPLARI
İnsanda A,B,AB,O kan grupları ile Rh+ ve Rh- faktörü vardır.
Kan gruplarını belirleyen A ve B proteinleri ile Rh proteinidir. Bu protein varlığı anti A ve anti B ile kan grubu belirlenirken anti D ile RH faktörü belirlenir. Çökelmenin olması protein varlığıdır olmaması protein olmamasıdır.
Alyuvarların zarında bulunan proteine antijen denir. Plazmada bulunan proteinlere ise antikor denir. Alyuvar zarında iki tip A ve B antijeni bulunur. Plazmada ise anti A ve anti B antikoru bulunur. Ayrıca Alyuvar zarında Rh antijeni plazmada ise anti Rh antikoru(anti D) bulunur.
Kan grubu            Anti A     Anti B      Anti D serumları
A                            +            -               
B                            -             +                
AB                          +            +                
O                             -              -                
Rh+                                                           +
Rh-                                                             -
 + çökelme var     -  çökelme yok
Anne Rh – ise baba Rh+  olduğunda ilk çocuk Rh +  olursa anne kanında anti Rh antikoru oluşur. Annenin ikinci çocuğundan sonra çocuk Rh+ olduğunda anne kanındaki antikorlar çocuğun kanına geçer çökelmeye neden olur(%74) çocuk ölü doğar. Önceden anneye ilaç verilerek antikor oluşumu engellenebilir. Bu duruma kan uyuşmazlığı denir.
 
KANIN PIHTILAŞMASI
Damar zedelenirse damar çeperi kan ile temas ettiğinde pıhtılaşma başlar. Başlangıçta hasarlı damar büzülür ve trombositler zedelenen damarda bağ doku liflerine bağlanarak trombosit tıkacı oluşur. Salgılanan seratonin maddesi kan damarlarında büzülmeyi başlatır. Eğer damarda hasar büyükse Fibril oluşumu başlar.
1-Pıhtılaşma hasar gören damar çeperinden trombositlerden tromboplastin enzimi salgısı başlar. Karaciğerde K vitamini protrombinin Trombin dönüşümünü sağlar. Trombositler hava ile temas edince Trombokinaz enzimi oluşur.
2-Protrombin bu enzim(tromboplastin enzimi) ve K vitamini Ca iyonları etkisi ile Trombin oluşur.
3-Trombin ise Fibrinojeni Fibrile dönüştürür
4-Fibril ise damarı onarır ve kan akışını durdurur.        
Damar içinde kanın pıhtılaşmaması için Heparin salgısı artar. Kan damar içinde pıhtılaşmaz.
Pıhtılaşmada protein ve enzimlerden sorumlu gen eksikliğinde kan pıhtılaşması olmaz. Bu hastalığa hemofili hastalığı denir.
KAN İLE VÜCUT HÜCRELERİ ARASINDA MADDE ALIŞ VERİŞİ                                                                        
Atardamar ucundaki kılcallarda kan basıncı ozmotik basınçtan büyüktür. Bu yüzden besinli sıvılar kandan çıkarak kılcalların çevresindeki sıvıya, oradan da vücut hücrelerine geçer
 Kılcallar boyunca ilerleyen kanın basıncı azalırken, ozmotik basınç toplardamar ucunda kan basıncından büyük olur. Bu esnada da az miktarda besinli sıvı kana geçer.
 
Kılcalların atar damar ucunda kan basıncı, osmotik basınçtan daha yüksek olduğundan, su ve çözünmüş maddeler kılcal damarlardan doku sıvısına difüzyon ve osmozla geçer.
Kılcalların toplar damar ucunda ise, osmotik basınç, kan basıncından büyüktür; su ve çözünmüş maddeler (artıklar) doku sıvısından kılcal damarlara geçer.

Doku Sıvısı ve Lenf Sistemi:
Kan, kılcal damarlardan geçerken kan proteinleri ve sıvısının bir kısmı damar dışına çıkar. Bu sıvı yeniden kana aktarılmazsa kan sıvısı kısa süre içinde dokular arasında yayılıp kaybolur. Dokular arasına dağılan bu sıvı lenf sistemi ile kana bağlanır. Lenf sistemi, dokular arası sıvı ve akyuvar hücrelerinin içerisinde dolaştığı damar sistemi + lenf düğümlerinden ibarettir.
 
Lenf Kılcalları: Bir ucu kapalı, diğer ucu lenf toplardamarı ile birleşir. Kapalı olan uçtan dokular, arası sıvı toplayarak lenf toplardamarlarına taşırlar.
Lenf Toplardamarı: Kılcal damarların birleşmesi ile meydana gelirler. Kan toplardamarına benzer. Lenf damarlarında lenf sisteminin akış yönü kana doğrudur. Vücudun ve başın sol tarafındaki lenfler, lenf sıvısını sol köprücük altı toplardamarına bağlarlar. Vücudun sağ tarafındaki lenf sıvısını da sağ köprücük altı toplardamarına boşaltan lenf toplardamarları vardır.
Lenf Düğümleri: Lenf damarlarının yolu üzerinde bulunan lenf düğümleri mikroplara karşı lenfositleri üretirler. Bu lenfositler zararlı mikroorganizmaları süzer ve savunmada görev alır.Enfeksiyon olduğunda, lenfositlerin bulunduğu lenf düğümleri şişer.
GÖREVLERİ.
1-Madde alış verişinde aracılık yapar
2-Bağırsaktan emilen gliserin ve yağ asitlerini dolaşıma katar.
3.Düğümlerde lenf sıvısı süzülerek temizlenir. Mikroplar öldürülür.
4-Lenfositleri üretir. Savunma sistemine katkı sağlar.
5-Doku sıvısı (lenf sıvısı) hücrelerin zarlarını onarır.
 
1-Bağışıklık sistemi
Cevremizde bulunan virüs, bakteri, mikroorganizmalar gibi hastalık etkenlerine karşı insan vücudunun karşı koyduğu sistem bağışlılık sistemidir.
Hastalık etkenlerinin vücuda girerek çoğalmasına enfeksiyon denir. Vücudun kendini korumak için savunmak için yaptığı faaliyetlerin tümüne bağışıklık ve bu işle görevli organ ve yapılara bağışıklık sistemi denir.
İnsan vücudu hastalık etkenlerine karşı savunma hatı olarak öncelikle
 
1-Birinci savunma hattında Genel savunma ile savunma ve korunma görevi yapar.
Ağız,
göz, burun,
göz,
deri ve mide salgıları ile mikrop girişi engellenir.
 
Deride bulunan yağ bezi salgıları ile PH düşürür(asitlik artar) mikropların girişi engellenir.
 
Ağız yoluyla alınan mikroplar midenin asit salgılarıyla yok edilir.
 
Solunum yolu ile mikroplar ve tozlar burun içi kıllar ile tutulur ve mukus salgısı ile dışarı atılır.
Gözyaşı ile solunum ve sindirim kanalında ki Lizozomlar bakteri ve mikropların girişini engeller.
2-İnsanda birinci savunma hattını
gecen mikroplar ikinci savunma sistemi ile karşılaşır. Burada;
 
Fagositoz
 
 
Doğal katil hücreleri
 
İltihaplanma(yangısal tepki)
Antimikrobakteriyal proteinler görev alır.

1-FAGOSİTOZ
 
 
Monosit hücreler ise dokulara giderek makrofajlara dönüşür. Uzun ömürlü olan makrofaj hücreleri vücudu dolaşır. Bazı dokularda ise sürekli kalırlar
Karaciğerde kupifer hücreleri
Akciğerlerde m
 
 
Farklılaşmış akyuvar hücreleri tarafından gerçekleşir.%70 yakın nötrofiller % 5makrofajlar %2 yakını ise Eozinofiller dir. Enfeksiyonlu dokuya giren Nötrofil hücreleri mikropları(bakteri, virüs, bir hücreli, toksin v.b) içine alarak parçalar ve yok eder. Birkaç gün ömürlü nötrofiller fagosite özelikli hücrelerdir.
 
 
akrofaj hücreleri
Beyindeki Makrofaj hücreleri mikropları fagosite eder.
Eozinofil hücreleri büyük parazitleri(barsak kurtları ve solucanlarını)
2-DOĞAL KATİL HÜCRELER
Salgıladıkları lizozom enzimleri ile virüs ve kanserleşmiş hücreleri parçalayarak yok eder.
3-İLTİHAPLANMA(Yangısal tepki)
Enfekte olmuş doku uyarısı ile Bazofil ve Mast hücreleri ortama histamin salgısı verir. Histamin salgısı damar geçirgenliğini artırır. Yaralı enfekte olmuş dokuya kan yolu ile madde girişi artar. Ortamdaki bakteriler nötrofiller ve makrofajlar(Mast hücreleri makrofajlara dönüşerek) tarafından fagosite edilir.
4-İNTERFERON MADDELER=ANTİMİKROBİYAL PROTEİNLER
 Virüs ile enfekte olmuş hücreler interferon madde oluşturarak virüs çoğalması engellenir. Hücreden hücreye yayılmasını engeller. Ayrıca fagositoz yapan hücreleri uyararak bu hücrelerin virüsleri fagositoz etmeleri sağlanır.
Vücut savunmasında ateşin yükselmesi enfeksiyona karşı gösterilen tepkidir, mikroorganizmaların üremelerini engellediği gibi fagosite olmalarını da kolaylaştırır ve doku tamiri hızlanır.(38–39 arası)40–43 arası) yüksek ateş de ise enzimler zarar görür. İnsan olumsuz etkilenir.
C-Savunmanın üçüncü hattında vücut hücreleri toksin, mikroorganizma, yabancı moleküller taşıyan bağışıklık sistemi hücreleri oluşur. Antikor denen bu özel proteinler Akyuvarlar ve lenfositler bu savunma hattında görev alan hücrelerdir.

 2-ÖZGÜL BAĞIŞIKLIK
 
Savunmanın üçüncü hattı lenf düğümlerinden salgılanan lenfositlerdir. Lenfositler mikroorganizmalar,kanserli doku ve hücreler ile yabancı maddeleri nakledilmiş dokuları yok eder.İnsanda B ve T lenfositleri vardır.B ve T lenfositleri kemik iliğindeki kök hücrelerinin farklılaşması ile  oluşur ve olgunlaştıkları yere göre isimlendirilir.
Olgunlaşmaları fetüs döneminde karaciğerde olanlar.B lenfositleridir.
Kemik iliğinden doğum sonrasında timüs bezine göç ederek olgunlaşan ise T lenfositleri adını alır.
Lenfositlerin yabancı kabul edip antikor oluşturdukları maddeye(moleküle) antijen denir.
Örnek virüs, bakteri, mantar, toksinler, bağırsak solucanları v.b vücudumuz için antijendir.
Antijen moleküller ve polenler nakledilen doku yüzeyine tutunarak vücudumuza girdikleri zaman, Genetik olarak B ve T lenfositleri çoğalarak bu  antijenlere karşı antikor üretmeye başlar.Üretilen lenfositlerin bir kısmı kısa ömürlü antijenlerle savaşan hücrelerdir.Bir kısmı da uzun ömürlü hafıza hücrelerine(Belek hücreleri) dönüşür.Buna birincil bağışıklık (humoral bağışıklıkta etkili olan B lenfositleridir.) denir.
Hafıza hücreleri uzun süre yaşar ileride aynı antijenle karşılaştığında antijeni tanır ve hemen B lenfositlerini üreterek kısa sürede antijen yok edilir. Buna da ikincil bağışıklık (hücresel bağışıklıkta etkili olan T lenfositleridir) denir.
A-HUMORAL BAĞIŞIKLIK: B lenfositleri ve antikorlarla oluşturulur. Antikorlar kan plazması veya lenf sıvısında bulunur. B lenfositleri doğrudan antijenlerin uyarısı ile bir kısmı hafıza hücrelerine dönüşür, bir kısmı plazma hücrelerine dönüşerek antikor üretir. Üretilen antikorlar kan veya lenf sıvısı ile enfeksiyon(bulaşma bölgesi) bölgesine gider. antijenleri etkisiz hale getirir.Bakteri enfeksiyonlarında etkili bağışıklıktır(tifo,dizanteri,difteri..)
B lenfositlerin humoral bağışıklık oluşumunda ürettikleri antikorlara immünoglobülinler(lg) olarak isimlendirilir. Protein yapısında olan immünoglobülinler beş farklı şekilde üretilir.
1-lgM: Antijen ile karşılaştığında ilk ve en erken sentezlenirler. Çok sayıda antijene bağlanır ve çökelmelerini sağlar(çökeltme özeliği güçlüdür).
2-lgG: Kan ve lenf sıvısında bakteri virüs toksinlere karşı koruma sağlar. Plasenta yolu ile fetüsüde enfeksiyonlara karşı korur.
3-lgA: Vücut sıvılarında bulunur. Solunum, sindirim, genital, Tükrük, gözyaşı salgılarında bakteri ve virüslerin bu organlara tutunmalarını engeller ve vücuda girişlerini engeller.
4-lgD: Plazma hücrelerinin hafıza hücrelerine dönüşmesini sağlar.
5-lgE: Alerjik reaksiyonların başlamasından sorumlu
B-HÜCRESEL BAĞIŞIKLIK
Antijenlerin T lenfositleri tarafından yardımcı hücreler yardımı(Makrofaj hücreleri) ile tanınması ile başlar(B lenfositleri antijenleri tanır) ve T lenfosit sayıları bu antijen uyarıları ile artar. Sayıları artan T lenfositleri antijenleri doğrudan yok eder.

3-BAĞIŞIKLIK KAZANILMASI
Bağışıklık iki şekilde kazanılır.
1-Doğal Bağışıklık: Doğuştan kazanılmış bağışıklık.
2-Kazanılmış Bağışıklık: Sonradan kazanılmış Bağışıklık.
1-Doğal Bağışıklık: Doğuştan kazanılmış bağışıklık. Kalıtsaldır ve türe özgüdür. Zenci insanlar sarıhumma hastalığına karşı doğuştan dirençlidir. Sığır vebası-Tavuk kolerası insanda etkili olmaz. İnsan vücudu bu hastalıklara dirençlidir.
Not:1796 yılında İngiltere de sığır çiftliklerinde çalışanlarda çiçek hastalığına karşı hastalığı geçirmiş gibi dirençli oldukları gözlemlenmiş. Bu gözlemlerle Çalışanların kanında çiçek hastalığına karşı oluşan antikorlar diğer hastaların tedavisinde ve aşı üretiminde kullanılmış. Çiçek aşısının bulunmasını bu gözlem sağlamıştır.
2-Kazanılmış Bağışıklık:İnsanın hastalık etkenine(antijene)Karşı B ve T lenfositleri ile savunma yapmasıdır. Aktif bağışıklık, vücudun ilgili mikroba karşı antikor üretmesiyle kazanılır ve savunma amaçlıdır. Pasif bağışıklık ise mikrop vücuda girdikten sonra kazanılır ve daha çok hastalığı tedavi etmeye yöneliktir.
 Sonradan kazanılmış bağışıklık. İki şekilde olur.
1-Aktif bağışıklık
2-Pasif bağışıklık
AKTİF BAĞIŞIKLIK
a. Aşı Yaptırmak: Aşı, hastalık etkeni olan mikrobun toksinlerinin, zayıflatılmış ya da öldürülmüş hücrelerinin sağlıklı insana enjekte edilmesidir. Vücut bunu gerçek mikrop zannederek oluşan lenfositler den bir kısmı antikor üretimini başlatır, bir kısmı da hafıza hücrelerine dönüşür. Ve bundan sonra ilgili hafız hücreleri kanda belli oranda bulunur. Gerçek mikrop girince hafız hücreleri hemen antikor üretimi hızlandırılarak mikrobun enfeksiyona (hastalığa) neden olması önlenir.
b. Hastalığı Geçirmek: Gerçek mikrop vücuda ilk defa girdiğinde bireyi hasta eder. Çünkü vücut mikrobu tanıyarak yeterli antikor düzeyine hemen ulaşamaz. Vücut bu mikropla mücadeleyi antikor üreten lenfositlerle ve bir kısmı hafız hücrelerine dönüşen lenfositlerle mücadele eder.
Daha sonra aynı hastalık etkeni tekrar bulaşsa hemen hafıza hücreleri antikor üreterek hastalık oluşumunu engeller. Çünkü vücut yeterli antikor düzeyine hemen ulaşır. Kabakulak, suçiçeği, kızamık gibi hastalıklar bir defa geçirilir.
PASİF BAĞIŞIKLIK
 
Hastalanmış kişiler başka canlının vücudunda geliştirilen antikorların verilmesi ile kazanılan bağışıklıktır. Hazır antikorlar serum ile verilir. Serum at, sığır gibi hayvan kanından elde edilir. Hayvana, serumu hazırlanacak hastalık etkeni verilir. Hayvan kanında bu etkene karşı antikor oluşur. Oluşan antikorlu kan serumu özel metotla hazırlanarak antikor içeren serum elde edilir ve hastalık tedavisinde kullanılır. Vücut direnci bu serumdaki antikorla artırılır.
Hepatit B ve kızamık gibi hastalıklar bu serumlarla tedavi edilir. Koruyucu değil, tedavi edicidir. Kısa süreli bağışıklık sağlar.Pasif bağışıklık anne ile fetüs arasında (Plasenta)göbek bağı vasıtası ile olabilir.Anneden fetüse gecen antikorlar pasif bağışıklık sağlar.
ALERJİLERDE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ROLÜ
İnsanın bağışıklık sisteminde oluşabilecek istenmeyen yan etkilerle çeşitli alerjik reaksiyonlar gelişebilir.
Alerji: Vucudu koruyan bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı aşırı tepki göstermesidir.
Alerjen: Alerjik reaksiyona yol açan antijenlerdir.
Alerjen, solunum yolu ile deri ile temas, yiyeceklerle vücuda alınabilir. En sık rastlanan alerjilerde, lgE antikorları oluşturulur.
Saman nezlesi polenlere karşı çok sayıda lgE sentezlenmesi ile oluşur.
Alerjen maddeler kişiden kişiye değişir. Penisilin, polen, arı zehiri gibi balık yumurtası, yumurta v.b olabilir.
Bazen vücut dokuları alerjen olarak algılanır. Bu dokulara karşı bağışıklık sistemi antikor üretir. Bunun sonunda otoimmün denen hastalıklar olur. Eklem romatizması, insüline bağlı, diyabet calyak mutiple sklklerenis(MS) bu hastalıklardan bazılarıdır.
VİRÜSLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
Stres kansere yol acar. Sinir hücresi salgıları mutlu olduğumuzda bağışıklık sistemini güçlendirir. Stresli olduğumuzda sinir hücresi salgıları akyuvar sayılarını ve interferon maddesi salgılarını azaltır. Özellikle bağışlılık sistemi baskınlaşır.
Bağışıklık sistemi çeşitli hastalıklar ve bunların tedavisi için kullanılan ilaçlarla baskınlaşır.(antikor eksikliği, organ nakli, kanser tedavisi ilaçları, dalak, kemik iliği hastalığı tedavisi ilaçları, X ışınları gibi)
Bağışıklık sistemini baskılayan AİDS hastalığıdır.(Edinilmiş bağışıklık sistemi sendromu).HİV virüsünün bağışıklık sistemini etkisiz hale getirmesidir.Makrofaj ve B ve T Lenfositlerinin çalışmalarını baskılar.Bu hastalar enfeksiyon ve kansere karşı korumasızdır.Öldürücü olan AIDS hastalığı hızlı yayılmakta.İnsandan insana kan nakli veya cinsel ilişki ile bulaşır.Hamile olan anneden, anne kanı ile plasentadan çocuğa bulaşır.Kırım Kongo kanamalı  ateşli hastalığına sebep olan Nairovirüs H1N1(domuz gribi) virüsü bağışıklık sistemine  ve damar sistemine zarar verir.Bu virüslere karşı antikor üretimini engeller ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombositlerin sayısını azaltır.Bu kanamalara neden olur.Hafif geçirilen grip bu virüsler nedeni ile zatürreeye dönüşerek ölüme neden olabilir.
Günümüzde bu virüsler kullanılarak biyolojik silah yapılamakta ve zaman zaman kullanıldığı iddia edilmektedir.
VİRÜS YAPISI
Kelime olarak zehir anlamına gelir. Hücre yapısı olmayıp, bir yönetici molekül(ya DNA veya RNA bulunur) protein kılıfla çevrilmiş yapıdır. Canlı hücrenin genetik maddesini kullanarak üreme yeteneğine sahiptir. Sadece canlı olarak özelliği bu. Cansız ortamlarda kristaldir. Virüslerde genetik madde olarak RNA veya DNA bulunur. İkisi birlikte bulunmaz. RNA taşıyan virüsler ve DNA taşıyan virüsler olarak sınıflandırılır.
 









DEĞERLENDİRME SORULARI VE CEVAPLARI
S-1-Kalp krizi nedir?
C-Kalbi besleyen damarların daralıp tıkanması sonucu oluşur.
S-2 Dolaşım sistemimizin sağlığı için dikkat etmemiz gerekenler nelerdir?
-Yeterli ve dengeli beslenmeliyiz.arlı alışkanlıklardan, gerginlikten ve aşırı yorgunluktan uzak durmalıyız. Düzenli spor yapmalıyız.
S-3- Lenf damarlarının görevi nedir?
C-Lenf damarları kandan hücreler arasına sızan maddeleri toplayıp kana geri kazandırır
S-4-Dolaşım sistemimizi oluşturan yapılar nelerdir?
Kalp,kan ve damarlarımızdır.
S-5.Kan vücudumuzda hangi yapılar ile taşınır?
Kan vücudumuzda damarlar içerisinde taşınır.
S-6.Vücudumuzda kaç çeşit kan dolaşımı vardır?
İki çeşit. Büyük kan dolaşımı ve küçük kan dolaşımı olmak üzere.
S-7.Küçük dolaşımda kan sırasıyla hangi yolları izler?
Kalbin sağ karıncığı-akciğer atardamarı-akciğer-kalbin sol kulakçığı
S-8.Küçük dolaşımın sonucunda ne olur?
Oksijence fakir kan yani kirli kan akciğerde temizlenir.
S-9.Büyük dolaşımda kan sırasıyla hangi yolları izler?
Kalbin sol karıcığı-Aort-tüm vücuttaki organlar-üst ve alt ana toplar damar-kalbin sağ kulakçığı
S-10.Büyük dolaşımın amacı nedir?
Oksijence zengin kanı yani temiz kanı vücuda dağıtmak ve atık bütün maddeleri vücuttan toplamaktır.
S-11.İnsan vücudundaki en büyük atar damar hangisidir?
Aort tur.
S-12.Kalp nerede bulunur?
Kalp göğüs boşluğundaki iki akciğer arasında bulunur.
S-13.Kalp kaç bölümden oluşur?
Dört bölümden oluşur. Üstte iki adet kulakçık ve altta iki adet karıncık denilen dört odacıktan oluşmuştur.
S-14.Temiz kan kalbin neresinde bulunur?
Kalbin sol tarafında
S-15.Kirli kan kalbin neresinde bulunur?
Kalbin sağ tarafında.
S16.Karıncıklardaki kas tabakası mı yoksa kulakçıklardaki kas tabakası mı daha güçlüdür?
Karıncıklardaki kas tabakası kulakçıklara göre daha kalın ve daha güçlüdür.
S-17.Kalbin görevi nedir?
Kanı vücuda pompalamaktır.
S-18.Vücudumuzda kaç çeşit damar  vardır?
Üç çeşit damar vardır.Atardamarlar,toplardamarlar ve kılcal damarlar olmak üzere.
 
S-19.Atardamarların yapısı nasıldır?
Kanı kalpten vücudumuzun farklı bölgelerine taşıyan damarlardır. Akciğer atardamarı hariç diğer atardamarlar oksijence zengin yani temiz kan taşır.
S-20.Toplardamarların yapısı nasıldır?
Kanı kalbe getiren damarlardır. Akciğer toplardamarı hariç diğer toplardamarlar oksijence fakir yani kirli kan taşır.
S-21.Kılcal damarların yapısı nasıldır?
Atardamar ve toplardamarları birleştiren ince kan damarlarıdır. Kanı hücrelere götüren ve madde alış verişini sağlayan damarlardır.
S-22.Kanın yapısı nasıldır?
Kan,kan hücreleri ve kan plazmasından oluşur.
S-23.Kan hücreleri nelerdir?
Akyuvarlar,alyuvarlar ve kan pulcuklarıdır.
S-24.Akyuvarların yapısı nasıldır?
Büyük beyaz kan hücrelerine akyuvar denir. Akyuvarlar vücudumuzun savunmasında görevlidir. Bu hücrelerin bir kısmı mikropları içine alarak yok eder. bir kısmı da mikropları yok eden maddeleri salgılar. Akyuvarlar alyuvarlardan daha az sayıdadır. Ve akyuvarların çekirdekleri vardır.
S-25.Alyuvarların yapısı nasıldır?
Kırmızı kan hücreleri alyuvar olarak adlandırılır. Alyuvarların yapısında kana kırmızı rengini veren hemoglobin bulunur. Alyuvarlar hemoglobin sayesinde hücrelere oksijen taşır. Hücrelerden karbondioksitin uzaklaştırılmasını sağlar. Alyuvarlar başlangıçta çekirdeklidir. Daha sonra bu çekirdeklerini kaybederler.
S-26.Kan pulcuklarının yapısı nasıldır?
Kanın pıhtılaşmasını sağlayan,çok küçük ve çekirdeksiz hücrelere kan pulcukları denir.
S-27.Kan plazması nedir?
Kan hücrelerinin içinde bulundukları sıvıya kan plazması denir. Kan plazmasının çok büyük bir kısmı sudur. Kan plazması besinleri ve hücrelerde üretilen atık maddeleri ilgili organlara taşır.
S–28.Kaç çeşit kan grubu vardır?
İnsanlarda dört farklı kan grubu bulunmaktadır. A,B,AB ve 0  grubu olmak üzere.
S-29. Rh faktörü nedir?
Kan alışverişi aynı kan grupları arasında gerçekleşir. Kan alışverişlerinde,kan gruplarının yanı sıra Rh faktörü de önemlidir. Rh faktörünü kanında taşıyanların kan grubu Rh(+),Rh faktörünü taşımayanlar ise Rh(-) olarak adlandırılır.
S-30.Kan alışverişinde Rh faktörü önemli midir?
Evet. Kan alışverişlerinde Rh faktörlerinin de aynı olması gerekir.
 DEĞERLENDİRME SORULARI
1- Verilen bilgilerden hangileri alyuvarlara ait değildir?
I. Kan Dolaşımına katılırken çekirdeklerini kaybederler.
II. Fagositoz yeteneğine sahiptirler.
III. Hemoglobin molekülü taşırlar
IV. Yükseklere çıkıldıkça sayıları artar.

A) Yalnız I B) I ve II
C) II ve III D) Yalnız IV
E) Yalnız II 
 
2- I. Karaciğer
II. Bacak
III. Böbrek
IV. Akciğer
V. Beyin
Yukarıdaki organlardan hangilerinin toplardamarları alt ana toplardamarı ile bağlantı yapar?
A) II ve IV B) Yalnız I
C) I10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve CevaplarıII ve III D) IV ve V
E) Yalnız IV

 3- I. Akciğer toplardamarı
     II. Akciğer kılcalı
     III. Aort atardamarı
     IV. Kapı toplardamarı
Koroner (kalbi besleyen damar) damar yukarıdakilerden hangisinin bir koludur?
A) Yalnız I B) Yalnız II
C) Yalnız III D) I ve II
E) I10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve CevaplarıII ve III

4- Memelilerde10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve Cevapları atardamarları10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve Cevapları toplardamarlara bağlayan kılcal damarlar boyunca10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve Cevapları kan basıncı azalmayıp sabit kalsaydı;
I. Çözünen maddelerin kılcal damardan doku sıvısına daha kolay geçmesi
II. Metabolizma atıklarının kılcal damarlara daha kolay geçmesi
III. Doku sıvısının kılcal damarlara daha kolay geçmesi
IV. Doku sıvısının azalması
Durumlarından hangilerinin gerçekleşmesi beklenirdi.
A) Yalnız I B) Yalnız II
C) Yalnız III D) III ve IV
E) II10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve Cevapları III ve IV

5- I. Atardamar
    II. Toplardamar
   III. Kılcal damar
Damarlardaki kanın damar çeperine yaptığı basıncın çoktan aza sıralanışı nasıl olmalıdır?
A) I>II>III B) II>I>III
C) I=II>III D) I>III>II
E) III>II>I
 
  6- Kalpleri dört odacıklı olan canlılarla ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Kalplerinde kirli ve temiz kan birbirine karışır.
B) Küçük ve büyük dolaşım görülür.
C) Karıncıklar kanı kalpten dışarı pompalar.
D) Kuş ve memelilerin kalpleri dört odacıklıdır.
E) Kirli kan toplardamarla kalbin sağ kulakçığına dökülür.

7- Aşağıdaki canlıların hangilerinde oksijen kan yoluyla hücrelere ulaştırılmaz?
A) Kertenkele B) Kaplumbağa
C) Çekirge D) Alabalık 
E) insan

8- I. Amino asit 
   II. Fibrinojen
   III. Heparin
   IV. Glikoz
   V. Alyuvar
Yukarıdakilerden hangileri kılcal damarlardan doku sıvısına geçemez?
9-  I. Kalp 
    II. Atardamar
   III. Toplardamar
  IV. Kılcal damar
Yukarıdakilerden hangileri balık ve kurbağaların dolaşım sistemlerinde aynıdır?
A) I ve II B) I ve IV
C) III ve IV D) II10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve CevaplarıIII ve IV
E) I10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve CevaplarıII ve III

10-  I. Akciğer toplardamarı
      II. Karaciğer üstü toplardamarı
     III. Akciğer atardamarı
    IV. Aort atardamarı
Yukarıdaki damarlardan hangilerinde oksijen yoğunluğu fazladır?
A) I ve IV B) I ve II
C) II ve III D) II ve IV
E) I10. sınıf biyoloji CANLILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ Test Sinavi Soruları ve Cevapları II ve III
 
11-
Kalbimiz dakikada 70 - 80 defa atar. Bu sayının değişmesine;

I. Yorgunluk II. Uyku III. Heyecan IV. Hastalık

durumlarından hangileri sebep olabilmektedir?

A)l,llvelll B) II, III ve IV C) I, III ve IV D) I, II, III ve IV

12- I. Alyuvar sayısı
     II. Sıcaklık
     III. Kandaki O2 miktarı
    IV. Heyecan

Yukarıdakilerden hangileri kalbin çalışma hızını etkiler?

A) Yalnız IV B) II - III - IV C) l - II - lll D) l - II - III - IV

13- Aşağıdakilerden hangisi dolaşım sisteminin amacı değildir?

A) Hücre içi solunum için gerekli maddeleri hücrelere taşımak

B) Hormonları etki ettikleri bölgelere taşımak.

C) Artık maddelerin vücut dışına atmasını sağlamak

D) Vücut ısısının d
üzenlenmesine yardımcı olmak.

14. Kulakçıklar kasıldığı anda aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmez?

A) Temiz kan sol karıncığa geçer.

B) Karıncıklar gevşer.

C) Kirli kan akciğer atardamarına pompalanır.
D) Kulakçıklar ve karıcıklar arasında kapakçıklar açılır

15. I. Vücut ısısını ayarlama
        II. Vücudu mikroplara karşı savunma
       III. Protein üretme

16-Yukarıdakilerden hangileri kanın görevleri arasında yer alır?

A)lvell B)lvelll C)llvelll D) I, II ve III

17. Verilenlerden hangisinin zedelenmesi halinde en çok kan kaybı olur? 
I. Atardamar ll. Toplardamar III. Kılcal damar



A) Yalnız l B) Yalnız II C)l-ll D) II-III

18-Aşağıdaki organlardan hangisi immün sisteme dahil değildir.
a.pankreas  b.lenfositler c.akyuvarlar  d.monositler  e.lenf düğümleri

19. Kan sıvısında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?

A) Hormonlar

B) Vitaminler

C) Pıhtılaşmayı sağlayan faktörler

D) Nişasta

20. Memeli kalbi ile ilgili verilen özelliklerden hangileri yanlıştır?

A) Kanı vücuda pompalarken kulakçıklar gevşemiş, karıncıklar kasılmış durumdadır.

B) Kulakçıklarla karıncıklar arasında kapakcıklar yer alır.

C) Temiz ve kirli kan ayrı damarlarla taşınır.

D) Kalpte sadece kirli kan bulunur



21. Oksijence zengin kanın sol karıncıktan çıkıp, vücutta kirlenerek sağ kulakçığa gelmesine ne ad verilir?

A) Küçük kan dolaşımı
B) Büyük kan dolaşımı
C) Nabız (vuru)
D) Tansiyon 

22. I. Sürüngen - Açık dolaşım
    II. Kelebek - Kapalı dolaşım
   III. Kurbağa - Kapalı dolaşım

Yukarıda bazı canlılar ve yaptıkları dolaşım şekilleri verilmiştir. Bu eşleştirmelerin hangisi yanlıştır?

A) Yalnız l B) l - II C)l-lll D)l-ll-lll

23. Parmağı kesilen bir kişinin kanının durmaması kanında hangi faktörün bulunmamasın-dan kaynaklanır?

A) Alyuvarlar B) Akyuvarlar C) Antikorlar D) Kan pulcukları

24. Kırmızı kemik iliğinde yapılıp antikor üretlminde görevli olan hücre hangisidir?

A) Alyuvar B) Akyuvar C) Plazma D) Kan pulcukları

25. Kanın solunum organlarında temizlendikten sonra kalbe uğramadan vücuda dağıldığı canlı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Timsah B) Deve kuşu C) Hamsi D) İnsan

26. Alyuvarlar aşağıda verilen organlardan hangisinde üretilemez?

A) Dalak B) Akciğer C) Karaciğer D) Kırmızı kemik iliği

27-(ÖSS)
Aşağıdakilerden hangisi memelilerde vücudun soğuğa dayanmasına yardımcı bir önlem değildir?
A) Kılların diken diken olması
B) Vücudun kendi üzerine yumularak büzülmesi
C) Vücudun titremesi
D) Derideki kılcal damarların genişlemesi
E) Dakikadaki soluk alıp verme sayısının artması
 
28-HİV virüsü aşağıdakilerden hangisini tahrip eer.
a.Nötrofiller  b.B-Lenfositler  c.T-Lenfositler  d.Monositler  e.Bazofiller
 
29-Hangisi Lenf sıvısında bulunmaz
a.akyuvar  b.aminoasit  c.glikoz  d.alyuvar  e.antikor
 
 30-Hangileriaktif bağışıklık sağlar
I-Aşı Olmak
II-antikorlu serum vermek
III-Antibiyotik verme
a-I  b.I-II  c.I-II-III d.III e.I-III


 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
DOLAŞIM  SİSTEMİ HASTALIKLARI:
 
 
         Hemofili, Anemi, Lösemi (kan kanseri ) , Hepatit B , Hepatit  C , Kuduz , Tifüs , AIDS , Sıtma , Veba , Tetanos  gibi
 
   
Bugün 5 ziyaretçi (13 klik) burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol